ADRESLERİM

ADRESLERİM

17 Ağustos 2008 Pazar

geçmişe yolculuk 1

31/8/2007


Sene 1999 idi.O zamanlar Elazığda oturan ablam bize telefon açmış,18 temmuzda İstanbul da büyük bir deprem olacakmış,evde durmayın diyordu.Tamam dedik bizde,sonra 18 temmuz geldi,biz balkonda çayımızı içerken,tekrarladık bu telefon görüşmesini...Daha önce Erzincanda oturmuş bir deprem yaşamıştık,okulların çatısı çökmüş,bazı evler zarar görmüş,bizim oturduğumuz lojmanda ise duvarlar çatlakların ötesinde ışık süzmeleriyle doluydu...Bizim ayrıldığımız sene büyük deprem olduğunda,Selçuk Üniversitesi öğrencileri olarak kan bağışında bulunmuştuk.Adana büyük deprem yaşadığında okul bitmiş,İzmit Derincede oturan ailemin yanına dönmüştüm.Ağladım sessizce,ağlamak zayıflıkya güya...dua ettim Adanadaki insanlar için...Biz kışın evimizde üşürken onlar çadırlarda kalıyorlardı,taşıma suyla çamaşırlarını yıkıyorlar,dışarlara asıyorlardı.Yemek kuyruklarında bekliyorlardı....Babam her zaman:"bu ev çürük,deprem olsa yıkılır"derdi.16 Ağustos'ta halamı İstanbula götürmüştü.Hava çok sıcaktı.İnsanlarda bir sitres vardı.Merhaba desen bile herkes bir diğerine kızıyordu.Buluttan nem kapılır olmuştu.Köpek ulumaları sarmıştı.Karıncadan geçilmeyen evler bir anda karıncaları arar olmuştu.Bazı bilir kişiler,sanırım 1 hafta öncesindeydi oluşan güneş tutulmalarının etkisi olduğunu,yakın zamanda deprem olacağını,dinimizdede yer aldığını,tarihte de böyle bir olayın yaşandığını söylediler."Birden gündüz gözüyle gece yaşandı,her taraf karardı,sonra yer sallandı,taş taş üstünde kalmadı ve insanlar göç ettiler"deniliyormuş.Araştıracağım,bilen varsa yardımcı olursa da sevinirim ayrıca...Ve o aksam tüm arkadaşlarımla görüştüm.Gece korkunç bir ses,sarsıntı ve pis bir kokuyla uyandım.Ev kibrit kutusu gibi sallanıyordu.Sanki iş makinelerinin sesleri duyuluyordu.Sonradan öğrendiğim topraktan sızan metan gazı kokusu yayılmıştı etrafa...İmdaaat....kurtarıııınn....sesimizi duyan yok muuu sesleri evden duyuluyordu.Evimizden deniz gözüküyordu,kırmızı bir alev topu sanki göğe yükseliyordu.Annem kardeşimi ve beni sarmış,kelime-i şaadet getirin diyordu.O ana kadar lüks gibi gelen kardeşimin cep telefonu,tek ulasım aracımızdı.Tamam dedik ev kat kat yıkılıyor,bizim kata gelmek üzere,ablam başka bir binada oturuyordu ve kesin gittiler dedik çünkü 1.katta oturuyorlardı,telefon çekmiyordu."Ah babacığım dedim içimden,ev çürük diyordun,bak ev çöküyor ve sen yoksun..."Bir süre sonra sarsıntı durdu,telefonla aydınlattığımız yerlerde cam kırıklarını gördük,eşyalar savrulmaktan parçalanmıştı,fortmanto dolap yıkılmış,kapıya gidiş yolunu iptal etmişti,kardeşim ve annem yolu açarken ben cep telefonu ile ışık vermeye çelışıyordum.Sonra kardeşim:"kimliklerinizi alın dedi,ev yıkılırsa kim olduğumuz bilinsin"dedi.Kapıyı açtık,herkes dışarı çıkmaya çalışıyordu,kimi pijamalı ama herkes perişan attık kendimizi dışarı......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Huzur ve Sağlık Büyük Bir Zenginliktir

Huzur ve Sağlık Büyük Bir Zenginliktir

Bakılmaya Değer Yayınlar